13 Temmuz 2012 Cuma

Bir Kavuşma Bir Ayrılık...

2 gün önce ayaklarım mutluluğa doğru koştu adeta! =)

Uzun zamandır görmediğim biriciğime götürüyordu yol beni... Sevimsiz İstanbul trafiği bile gözümü korkutmuyor gittiğim kişi Ilgın olunca. Biliyorum ki karşılaştığımız o an unutacağım her aksiliği ve bu sebeple can sıkmaya gerek yoktu tabi. =)

Her gidişimde aynı şeyi hissediyorum. Gerçekten sanki uçuyorum! =) İçimden adımlarımı sayıyorum. Yaklaştıkça bir heyecan... Ilgın'ın nefes aldığı sokaktayım. Gün içinde baktığı, gördüğü yerdeyim. Dakikalar sonra sarılacağım, öpeceğim. Asansörde son hazırlıkları yapıyorum. Gözlüklerimi çantama koyuyor, ayakkabılarımın bağcığını çözüyorum hızlıca. Zile basıyor, kalbim çarparak bekliyorum. Sesi geliyor derinlerden ve gittikçe yaklaşıyor. Kapı açıldığında bir bakışmamız var, bir kavuşmamız var ki bunu ne ben anlatabilirim, ne Ilgın! =)

Sevinç çığlıkları, şaşkınlık, heyecan, öpüşmeler, sarılmalar... Sabrı yok ayakkabılarımı çıkarmamı beklemeye. Sanki bırakıp gidecekmişim korkusu yaşıyor hemen. Yüzünde ağlamaklı bir ifade oluyor adımımı içeriye atana kadar. Kapı kapandıktan sonra ise koca bir gülücük beliriyor yüzünde! =)

Sonrasında ne zaman dış kapının yanından geçsem hep bir çığlık, hafif ağlamaklı ifade ve söylenmeler... Gördüğüm andan sonra nasıl ayrılacağımı düşünüyorum sürekli. Kavuşmamız nasıl gülücüklerle dolu oluyorsa, ayrılığımız da hep ağlamaklı oluyor. =( Kaçmayı deniyorum çoğu kez ama farkına vardığı anda o kapının bir yüzünde, ben ise diğer yüzünde ağlıyorum. Tekrar kapıyı çalıyorum içeri girmek için. Beni yeniden gördüğünde yanaklarından yaşlar süzülse de kahkahalar atıyor geri geldim diye...

İşte o andan sonra uçarak geldiğim o yol gözümden düşen yaşlarla yıkanıyor sanki... Kavuşmak için saydığım adımlar ise beni biraz daha uzaklaştırıyor bu defa... Kulağımda Ilgın'ın sesi var sadece:

'Deeeyaaa!'
'Teezee!'

Bir de tabi o bakış...


Bu günden aklımda kalan en güzel an şu oldu:

Gittikten 1 saat sonrasıydı hemen hemen. Odasında saçını topluyordum miniğimin. Gülümseyerek baktı, yanağımı okşadı ve öptü. Sonra da:

'Sen bugn buuda kaacan?'

Ben bugün orada mı kalacakmışım? =) Bu nasıl bir soru? Daha 2 yaşını doldurmamış miniğim demek ki yanında kalmamı istiyordu ki bana bu soruyu sordu. Henüz bu kadar uzun ve anlaşılır cümleler de kuramıyordu. Kuruyordu tabi ama biz anlamıyorduk demem daha doğru aslında. =) Ne yapacağımı şaşırdım. Sarıldım, öptüm. O andan sonra orada kalmamak mümkün olabilir miydi ki?

Ilgın & Derya

Ilgın'lı Günler...

Ilgın'lı günler; geçirdiğim en huzurlu, sevgi dolu, bol gülümsemeli günler oluyor hep.

O'nu gördüğüm an sanki içimden bambaşka bir Derya çıkıyor. Ya da her ne varsa o gün aklımda, çıkıp gidiyor. Nasıl anlatsam ki şimdi? Yani sanki ben değişiyorum. Değişmiyorum da kostüm değiştiriyorum gibi... O andan itibaren sadece teyzeyim. Ilgın var, başka kimse yok. Tek yapmam gereken şey Ilgın'la ilgilenmek. Altını değiştirmek, su içirmek, yemeğini yedirmek, uyutmak, oyun oynamak... Gün içinde bunları defalarca yapmak ama hiç bıkamamak! =) Dünyadaki en keyifli şey olmalı bir melekle geçirilen saatler... Hem de o melek Ilgın olunca! =)

Birlikte oyun oynuyoruz, geziyoruz, koşturuyoruz. Belli, ikimiz de yoruluyoruz ama çaktırmıyoruz. ;) Her görüşümde daha çok büyümüş oluyor. Yeni şeyler öğreniyor. Bazı şeyleri de ilk defa benim yanımda yapıyor. Buna şahit olmak öyle güzel ki... Ben de yanımda ilk defa söylediği kelimeleri, cümleleri ve yaptığı şeyleri bir yerlere not alıyorum sürekli. Unutmamak için! ;)

Diyeceğim şu ki aslında; iyi ki teyze olmuşum. Adımın yanına yakıştığını düşündüğüm en güzel sıfat, taşıdığım en güzel kostüm...

Ilgın & Derya

Biriciğime...

Cennet böyle bir yer olsa gerek...

Her yerde O'nun olduğu...

Doğduğu zaman biliyordum ki bana çok şey öğretecek o minik kalp... Şimdilerde ise anlıyorum ki; Ilgın'dan öncesi ve sonrasıymış hayat benim için ve Ilgın'dan sonrasını yaşamak en güzeliymiş tüm anların...

Bu sabah daha iyi anladım, güne Ilgın'la uyandım.

O uykudan gözlerini açınca güneş doğuyor sanki...

Gülümseyişi umut sanki...

Gözlerine her baktığımda sevgiyi görüyorum, huzuru, güzel olan herşeyi...

O, bütünüyle bir sevgi. Yaşadığımı anlıyorum.

Peşimden koştuğu an attığı sevinç çığlıkları, saklandığım yerde beni bulduğu an gözlerindeki o parıltı, kollarımı açtığımda ben ne hissediyorsam aynı o hisle koşarak bana sarılması, uyuyormuş gibi yaptığımda öperek uyandırmaya çalışması, saçlarımı okşaması...

Bir bebeğin, minik bir kalbin böylesine sevgi dolu olması...

Şükrediyorum varlığına.

'Beni ne kadar seviyorsun?' diye sordum tam uykuya dalmak üzereyken. Gözlerinden uyku akan haliyle bile sorumu cevapsız bırakmayan bir melek o... Kollarını açtı:

'Ka.'

Yani çok.

O'nu çok sevdiğimi söyledim ben de. Öptüm, kokladım, yastığına düşen saç telini yanıma aldım ve gittiğimi görüp arkamdan ağlamasın diye uyurken kaçtım.

Daha 1,5 yıl oldu ve nicesini yaşayacağız kim bilir bu güzel anların ama bugün başkaydı...

Şimdi ise sanki uzun zamandır görmemişim gibi, özlem dolu içim yine...

Ilgın & Derya

12 Temmuz 2012 Perşembe

Kardeş Olmak...

Öyle güzel duygular var ki beni yaşadığıma şükrettiren...
Kardeş olmak mesela...

3 kız kardeşin en küçüğüyüm ben ve en duygusalı.
Ablalarım çok sever beni, bilirim. Ben de onları çok severim.
Beni seven herkesi ben 1 tık daha çok severim. Huyumdur benim, çok bağlıyımdır sevdiklerime.

İşte bu yüzden sevmem hiç ayrılıkları.
Gelirler, sevince boğulurum. Giderler, ağlarım.
Daha sizin gidişinize alışamamışken şimdi bir de Ilgın var tabi...

Geldiler, eski günlerdeki gibiydi herşey. Gittiler, duvarlar üzerime geliyor sanki.
Öyle çok özlüyorum ki sizi...

Ama yine de varlığınız beni gülümsetmeye yetiyor ağlarken bile...
İyi ki kardeşiz ve iyi ki Ilgın var hayatımızda.
Sizi çok seviyorum.

Ilgın & Derya

6 Temmuz 2012 Cuma

Teşekkür...

'' Yıllar önce anne ve babamın küçük kızı oldum.
Ablalarımın küçük kardeşi.
Yeğen oldum. Kuzen.
Arkadaş oldum sonra.
Sevgili...
Zaman geçtikçe birilerinin birşeyi oldum.
Olmak istediğim hayatlarda var oldum, olmaya devam ediyorum.
Ama...
Bir gün geldi ki 'teyze' oldum! =)
Teyze olmak ne evlat olmaya benziyor, ne kardeş, ne arkadaş, ne sevgili...

Varlığı ile beni mutluluğa boğan minik bir meleğin teyzesiyim ben. 224 gündür böyle. Ömrümün sonuna kadar da böyle devam edecek. Ablacığım; koca bir teşekkür borçluyum sana, böyle bir güzelliği kattığın için hayatıma...''

20 Mart tarihinde böyle bir not yazmıştım. 224 günlük bir teyze olarak...

Bir bir çıkıyor ortaya yazılanlar. ;)

Ilgın & Derya

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Teyze Oldum Ben!

Merhaba.

Masalsı Tatlar dışında bir blogum daha oldu. Orada pastacıydım, burada sadece teyzeyim. =) Yalnız bir fark var; bu sevimli blog yalnızca bana değil, Ilgın'a da ait. Bilmeyenler için söylüyorum: Ilgın ve ben birbirine aşık teyze ve yeğeniz. Birlikte çok mutluyuz. Sevimli blogumuzda da mutlu anlarımızı paylaşacağız.

Uzun zaman önce aklıma gelmişti böyle bir blog açmak. Aslında sürekli birşeyler yazıyorum Ilgın'la ilgili. Hayallerim, yaşadıklarımla ilgili aynı zamanda... Ilgın'la ilgili olanları hep bir çatı altında toplamak istemiştim. İşte oldu! =)

Uzun yıllar sonra burada yazılanları Ilgın ile birlikte okumak çok keyifli olacak. Belki de Ilgın yazmaya başlayacak bir zaman sonra o minik parmaklarıyla. Bekleyip göreceğiz.

Ilgın & Derya